.

   
  endüstri ve makine mühendisliği portalı
  İŞÇİLİK MALİYETLERİNİN SAPTANMASI VE KAYDI İLE İLGİLİ SORUNLAR
 

İŞÇİLİK MALİYETLERİNİN SAPTANMASI VE KAYDI İLE İLGİLİ SORUNLAR

 

İşçilik maliyeti, işletmede birçok departmanı yakından ilgilenmektedir. Çalışma zamanlarının saptanması, ücretlerin hesaplanması ve maliyetler için çeşitli kayıtlar yapılması her işletmenin kendi yapısının özelliğine göre değişik yöntemlerin uygulanması gerekir. Burada bu konularda teknik ayrıntıya girmeksizin, en önemli noktaları açıklamakla yetineceğiz. Maliyet muhasebesinin gereksinmeleri bakımından önemli olan konular şunlardır.

 

  • Maliyet hesabı çıkartılacak döneme ait ücretlerin hızlı ve sağlıklı bir şekilde hesaplanması
  • Hesaplanan ücretlerin uygulanan maliyet sisteminin gerektirdiği bakımlardan sınıflanması ve ilgili hesaplara kaydı

 

1. İşçilik maliyetinin tahakkuku

 

İşçilik maliyetlerinin hızlı ve sağlıklı bir şekilde tahakkuku büyük önem taşır. Ücretleri hesaplayıp ‘ücret bordrosu’ nu düzenleyebilmek için, hesaplara temel olacak bilgilerin muhasebeye veya tahakkuk servisine gelmesi gerekir. Bu bilgilerin niteliği uygulanmakta olan ücret sistemine göre farklı olur. Zamana göre ücret ödenen bir işletmede, !işçi kontrol kartları’ veya ‘puantaj tabloları’ bordrolara temel olur. Bu belgelerde işçilerin nerelerde ne kadar çalışmış oldukları kayıtlıdır. Akord sistemi uygulanan işletmelerde, işçilerin çalıştıkları servisten gelen ‘akord fişleri’ , genellikle, önce akord bürolarında toplanır ve burada düzenlenen ‘randıman tabloları’ üzerinde üretim miktarları, akord faktörleri (bir birimin üretilmesi için gerekli akord dakikası ) ile çarpılarak işçi akord dakikası olarak ifade edilir.

 

İşçilerin zaman veya akord göre saptanan fiili çalışma sürelerine ilişkin bilgiler muhasebede veya tahakkuk servisinde toplandıktan sonra ücret hesaplanmasına ve bordro düzenlemesine geçilebilir. Bordroda işçilerin yalnızca fiili çalışmalarının karşılığı olan ‘istihkakları’ değil, sosyal ve mali mevzuatla ilgili birçok başka bilgiler ve tutarlar da yer alır. Ülkemizdeki uygulamada, aylık ücret bordroları genellikle şu dört kısma ayrılır:

 

1)     Bireysel bilgiler:

 

Buraya işçilerin adı, soyadı, sicil ve vergi karnesi numaraları ve bazen de yaptıkları işin türü yazılır.

 

2)     Brüt ücretin tahakkuku

 

Bordronun en önemli kısmı, işçinin o ay zarfındaki brüt ücretinin hesabını gösteren kısımdır. Bu ücret normal çalışma karşılığı olduğu gibi, Pazar gündelikleri, genel tatil gündelikleri, ücret yıllık izin gündelikleri, fazla mesai ücretleri, çeşitli primler ve sosyal yardımlar burada ayrı ayrı belirtilir. Haftada 45 saat çalışan işçi bir hafta tatili (normal olarak Pazar) gündeliğine hak kazanır. Ayrıca genel tatil günlerinde de, çalışmadığı halde, işçilere gündelikleri ödenir. Kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen fiilen çalışıldığında ücretler %100 zamlı ödenir. Buna göre : Örneğin gündeliği 5.000.000 TL olan bir işçi, bir genel tatil günü çalıştığında 3 gündelik veya 15.000.000 TL alır ( Çalışmasa da alacağı 5.000.000 + 5.000.000 TL Normal gündeliğinin %100 zamlı tutarı olan 10.000.000 = 15.000.000 TL ) Normal iş günlerinde 7.5 saati aşan çalışma saatleri için %50 ek çalışma zammı ödenir. (Cumartesi günleri çalışılmadığı taktirde bu süre 9 saattir.)

 

3)     Sosyal sigorta primlerinin, indirimlerin ve gelir vergisinin hesabı

 

Vergi matrahının saptanması için, yukarıda hesaplanan brüt ücretlerin toplamından, önce Sosyal Sigorta primi ile Gelir Vergisi Kanununun 31. maddesinde tanımlanmış olan indirimlerin düşülmesi gerekir. Söz konusu maddeye göre, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler şu indirimlerden yararlanır.

·        Genel indirim

·        Özel indirim

 

Brüt ücretten yukarıda sözü edilen sosyal sigorta primi ve ek indirimler düşülerek gelir vergisi matrahı bulunur. Ücret tahakkuk dönemi (örneğin ay) için bir ücrete hangi gelir vergisi oranının uygulanacağının bilinmesi için, ücretlinin yılın başından itibarenki kümülatif vergi matrahının izlenmesi gerekir. Örneğin, kümülatif vergi matrahına göre, bir ücrete belli bir ayda, bir üst vergi oranına göre vergi kesintisi uygulamak gerekli hale gelebilir. Hatta, belli bir ayın ücretinin bir kısmına örneğin %25 , bakiyesine de %30 vergi oranı uygulamak gerekir.

 

4)     Kesintiler

 

İşçinin ay sonunda eline fiilen geçecek ‘ita’ (ödeme) tutarını bulabilmek için, brüt tutardan yalnızca sigorta primlerinin ve vergi tutarının değil, daha birçok kesintinin de düşülmesi gerekir. Bu kesintilerin en önemlileri damga pulu, icra, sendika ve yardım sandığı ödentisi, borç taksitleri ve avanslardır.

 

Bordrolar, genellikle, en az 3 nüsha olarak düzenlenir. Bunlardan ilki olan birinci nüsha işçi tarafından imzalanarak makbuz mahiyetinde tahakkuk servisinde kalır. Satır satır perforasyonlu olan ikinci nüsha şeritler halinde ücret zarfları ile birlikte işçilere dağıtılır ve işçiye ücretin hesap tarzı konusunda gerekli bilgileri verir. Üçüncü nüsha ise, işçilik maliyetlerinin tahakkuku için kesilecek mahsup fişine temel olması için, muhasebeye gönderilir.

 

Ülkemizdeki ücret bordrosu uygulaması ile ilgili bir örnek olarak, büyük bir şirket tarafından kullanılan bordronun sütün başlıkları aşağıda verilmiştir.

 

İşçinin:

 

Sicil no.

Adı ve Soyadı

 

Ücretin:

 

Nevi

Birimi (L.K.)

Hak edişe bağlı süre (gün)

Normal Çalışma (gün, saat tutarı)

Pazar gündeliği (gün, saat tutarı)

Genel tatil gündeliği (gün, saat tutarı)

Yemek ücreti (tutarı)

Dinlenme primi (tutarı)

Fazla çalışma (saat-tutarı-% prim-saat-% prim)

Özendirme primi (tutarı)

Çocuk zammı (adet-zam tutarı)

Toplam brüt ücret

 

Sigorta indirimleri:

 

Sigorta matrahı

Kesilen sigorta

 

Gelir vergisi matrahı

Kesintiler:

         Gelir vergisi

Fabrika borçları

İcra

Ücretli yıllık izin ödemesi

15 günlük avans

Dinlenme primi avansı

Damga pulu

Yardım derneği aidatı

Yardım derneği borcu

Ceza

Tazminat

Sendika üyelik aidatı

Dahili toplamı

 

Ay sonu tediyesi

İmza

 

Bazı işletmelerde, Aylık bordrodan başka, her işçi için ayrı bir ‘ücret kartı’ da tutulur. Bu kart üzerine işçinin aylık ücretinin dökümü sürekli olarak yazıldığından, işçinin bir yıl içinde aldığı ücretler ve bunlardan yapılan çeşitli kesintiler bu karttan kolaylıkla izlenebilir.

 

Bordroların muhasebeye gelen nüshasına dayanarak, aylık işçilik maliyetlerinin tahakkuku için gerekli mahsup fişi kesilir. Bu arada sosyal sigorta işveren payının (%19.5-25) tahakkuku olanaklıysa da bazı işletmelerin bunu, izleyen ay içinde primler ödenirken yaptıkları da görülmektedir.

 

2. İşçilik Maliyetlerinin İmalata Yüklenmesi

 

Belirli bir zaman dönemi için tahakkuk etmiş bulunan işçilik maliyetlerinin imalata ne şekilde yükleneceği, her şeyden önce, uygulanmakta olan maliyet sistemine bağlıdır. Uygulamada her işletme kendi yapısının özelliklerine en uygun yöntemleri kullanabilir. Ancak, sağlıklı bir maliyet hesabı ve kontrolü için, işçilik maliyetlerinin dağıtımında aşağıdaki genel ilkelerin göz önünde tutulması gerekir:

 

Direkt işçilik maliyetleri imalata, doğrudan yüklendiğine ve endirekt işçilik ise önce genel imalat maliyetleri hesabına devredilip, sonra oradan dolaylı olarak imalata dağıtıldığına göre, ilk önemli konu, belirli bir dönemin toplam işçilik maliyetlerinin ne kadarının dolaysız (direkt) ve ne kadarının dolaylı (endirekt) olduğunun kesinlikle belirlenmesidir.

 

  • Bu ayırım yapıldıktan sonra ortaya çıkan ikinci önemli konu, tutarları belli olan dolaysız ve dolaylı işçilik maliyetlerinin imalata sağlıklı bir şekilde yüklenmesidir. Bu yükleme, uygulanan maliyet sisteminin sipariş veya safha maliyeti olmasına göre, farklı şekiller gösterir.

 

a)     Direkt ve endirekt işçilik ayırımı

 

Yukarıda işçilik türlerinden söz ederken açıklandığı üzere, dolaylı işçilik çok değişik biçimlerde ve nedenlerde ortaya çıkabilir. Örneğin, gözetim, kontrol, nakliye ve temizlik işleriyle görevli işçilerin aldıkları ücretin tümü, nitelikleri bakımdan dolaylı işçiliktir. Fakat aslında üretken iş gören bir işçinin türlü nedenlerle boş geçen zamanlar karşılığında aldığı ücretler de dolaylı işçilik sayılır. Bu nedenle, yapılacak ayrımda dolaylı işçiliğin niteliği önemli rol oynar. Uygulamada özellikle şu ayrım olanakları söz konusu olabilir:

 

1)     Bir işçi belirli bir maliyet yerinde sürekli olarak çalışmakta ve yaptığı iş niteliği bakımından dolaylı işçilik ise (ustabaşı gibi), onun işçilik maliyetlerinin tümü o maliyet yerine yüklenir. 

2)     Bir işçi birkaç maliyet yerini ilgilendiren dolaylı işçilik niteliğinde bir iş (temizlik gibi) yapmakta ise, onun maliyetlerini faydalanan maliyet yerleri arasında dağıtmak gerekir.

3)     Belirli bir maliyet yerinde, temel olarak üretken iş yapan bir işçinin bazı zamanlar için (makine ayarlaması, malzeme bekleme gibi) aldığı ücret dolaylı işçilik maliyetine giriyorsa, bu durumda işçilik fişlerinin maliyet yerleri bakımından dökümü yapılırken, değişik nedenlerle ortaya çıkan dolaylı işçilik tutarların döküm tablosunda ayrı ayrı gösterimlisi gerekir. Bu maliyet ayrımı maliyet hesabı için gerekli olduğu gibi, maliyet yerleri bakımından yapılacak işçilik verimi analizleri bakımından da önemlidir.

 

 

Örnek:

 

         Yukarıdaki son ayrım sorusunu açıklayabilmek için basit bir örnek alalım: X maliyet yerinin kadrosu 3 işçiden ibaret olsun. Bunlardan A yalnızca malzeme taşımaya uğraşsın, B ve C ise üretken işçi olarak türlü özel siparişler üzerinde çalışsınlar.

 

A       bütün zamanını (8 saat) malzeme taşımak ve teslim etmekle geçirmiştir

         B       zamanını şu şekilde harcamıştır (saat ücreti 800 TL):

                   3.3 saati1725 Nolu sipariş üzerinde çalışarak

                   1.5 “      1726                              

                   2.8”       1727                              

                   0.4”        malzeme beklediği için boş geçirmiştir.

         C       zamanını şu şekilde harcamıştır (saat ücreti 800 TL):

                   1.7 saati 1723 Nolu sipariş üzerinde çalışarak

                   2.7        1724 “                                  

                   2.2        1725                                     

                   0.8        1726                                     

                   0.6         makinesini tamir ederek geçirmiştir.

 

İşçilerin günlük işçilik fişlerindeki bu bilgilerin şu üç bakımdan değerlendirilmesi gerekir.

 

  • Ücret tahakkuku
  • Sipariş maliyetlerinin hesabı
  • Maliyet yeri işçilik dökümü

 

Bunlardan bizi burada ilgilendiren yalnızca sonuncu noktadır. X maliyet yerine ait işçilik dökümünü yapabilmek için, fişlerin önce puantör tarafından kontrolü ve sonra da muhasebede saat ücretleri ile çarpılarak değerlenmesi gerekir. Aylık döküm tablosuna işlemeden önce, her gün X maliyet yeri için şöyle bir çizelge hazırlanabilir:

 

 

İşçinin Adı

 

 

Çalışma Saatleri

 

 

Ücret Tutarı(TL)

 

 

Dolaysız İşçilik (TL)

 

 

Dolaylı İşçilik

 

Tutarı (TL)

Türü (Hes. No.)

 

A

 

B

 

C

 

 

8

 

8

 

8

 

4.800

 

6.400

 

6.400

 

 

-

 

6.080

 

5.920

 

 

4.800

 

320

 

480

 

(1) Malz. taş.

 

(2) Malz. bekl.

 

(3) Mak. tamiri

 

24

17.600

12.000

5.600

 

 

İşçilik maliyetleri günlük olarak dolaylı ve dolaysız olarak ayrıldıktan sonra X maliyet yerindeki dolaylı işçiliğin türlerini de ayrı ayrı gösteren aylık bir “işçilik döküm tablosu” hazırlanabilir. Aşağıda, bu tabloya 21 Ekim 1987 günü yapılan kayıt gösterilmiştir.

 

 

 

Tarih

 

İşçilik Toplamı

(TL)

 

Dolaysız İşçilik (TL)

Dolaylı işçilik cinsleri

(1)

(2)

(3)

(4)

(5)

 

21.10.87

 

Toplam

 

17.600

 

12.000

 

4.800

 

320

 

480

 

 

 

 

Bu tablonun aylık toplamına dayanarak, ay sonunda bir mahsup fişi kesilerek, direkt işçilik maliyetleri ilgili imalat hesaplarına ve dolaylı işçilik maliyetleri ise genel imalat maliyetleri hesabına devredilir. X maliyet yerinin o ay tahakkuk eden toplam işçilik maliyetlerinin 800.000 TL ve bunun 540.000 lirasının dolaysız ve 260.000 lirasının dolaylı işçilik olduğunu varsayarsak, işçilik maliyetlerinin dağıtımı için ay sonunda yapılması gereken günlük defter kaydı kısaca aşağıdaki gibi olur.

 

         X maliyet yeri imalat işçiliği hesabı                    540.000

         X maliyetleri genel imalat maliyetleri hes.                   260.000

                  

                   İşçilik maliyetleri hesabı                                    800.000

 

Söz konusu örnekten de anlaşılacağı gibi, işçilik maliyetlerinin tahakkuku aşamasında, bunların ne kadarının dolaysız ne kadarının dolaylı işçilik olduğunun ayrılması önemli değildir. Bu ayrım tahakkuk etmiş bulunan işçiliğin imalata yüklenmesi sırasında önem kazanır. Bu aşamada, işçilik maliyetleri için dolaylı nitelikte olanları ayırıp ilgili maliyetlerinin genel imalat maliyetleri hesabına devretmek gerekir. Bu amaçla her maliyet yeri için düzenlenecek haftalık veya aylık işçilik döküm tablolarında dolaylı işçilik maliyetlerinin türleri bakımından ayrı ayrı gösterilmesi maliyet kontrolünü ve tahlillerini de kolaylaştırır.

a)     Dolaysız işçilik maliyetlerinin safhalara veya siparişlere yüklenmesi

 

Dolaylı işçili maliyetleri maliyet yerleri arasında dağıtılırken, direkt işçiliğin de doğrudan doğruya safhalara veya siparişlere yüklenmesi gerekir.

 

Safha maliyeti sistemi uygulanan bir işletmede, belirli bir imalat safhasında sürekli olarak çalışan üretici işçilerin ücretleri safhaya doğrudan yüklenebilir. Safhalardaki işçi sayısının fazla olması durumunda her safha için ayrı olarak düzenlenebilecek ücret bordroları bu dağıtımı kolaylaştırır.

 

Örnek:

 

Bir sanayi işletmesinde aylık dolaysız işçilik toplamının 2.920.000 TL olduğunu ve bunun mevcut 3 safha arasında şöyle dağıldığını varsayalım.

 

         I. safha dolaysız işçiliği                              770.000  TL

         II.                                                          900.000

         III.                                                         1.250.000

 

Bu durumda dağıtımla ilgili yevmiye maddesi şu şekli alır:

 

I. safha imalat hesabı                                          770.000

         II.                                                                    900.000

         III.                                                                   1.250.000

                   İşçili maliyetleri hesabı                                       2.920.000

 

Sipariş maliyeti uygulanan bir sistemde ise, günlük işçilik fişlerinin muhasebede önce sipariş numarasına göre sınırlandırılması gerekir. Bu sınıflama sonucunda, her siparişe düşen direkt işçilik tutarları saptanır ve siparişler için tutulan bir döküm cetveline işlenir. Belirli dönemler sonunda (hafta veya ay) bu döküm tablosunda sipariş için toplanan dolaysız işçilik tutarları ilgili imalat hesaplarına devredilir.

 

Yukarıdaki ücret tahakkuku konusunda olduğu gibi, işçilik maliyetlerinin dağıtımı konusunda da muhasebede kullanılmakta olan teknik araçların büyük önemi vardır. Örneğin, ücret bordrolarının hazırlanmasında kullanılabilecek klasik muhasebe makinelerinde dolaylı işçiliğin maliyet yerleri arasında dağıtımı nispeten kolaylıkla yapılabilir. Hatta, belirli bazı katsayılar kullanmak yoluyla, belirli bir safhadaki toplu işçilik maliyetlerinden o safhada imal edilen çeşitli mamullere verilecek payların otomatik olarak hesaplanması olanağı da bulunabilir. Fakat, işçilik maliyetinin dağıtımında asıl büyük kolaylığı sağlayan makineler hiç kuşkusuz bilgisayarlardır. Bilgisayarlarda sınıflama işlemleri büyük bir hız ve güvenlikle yapılabildiğinden, maliyet türleri, maliyet yerleri ve siparişler bakımından istenen her türlü sınıflama ve gruplamalar kolaylıkla elde edilebilir.

 

3. Bazı Özel Sorunlar

 

Malzeme maliyetlerinde olduğu gibi, işçilik maliyetlerinde de ele alınması gereken bazı özel sorunlar vardır. Bunlardan bir kısmı dolaysız ve dolaylı işçilik ayrımı ile, diğer bir kısmı da bazı ücretlerin zaman içerisinde anormal bir şekilde dağılışı ile ilgilidir. Bu konu, aslında, genel imalat maliyetleri konusuna girmekle birlikte, işçilik maliyetlerinin toplu olarak incelenmesi bakımından burada ele alınmıştır.

 

a)     Ek çalışma farkları

 

Ek çalışma için ödenen farkların (%50 veya %100) dolaysız işçilik mi, yoksa dolaylı işçilik mi sayılması gerekeceği tartışmalı konulardan biridir. Bir işin günlük olağan çalışma saatlerinin dışında yapılan kısmının yol açtığı ek çalışma (fazla mesai) farkları, direkt işçilik mi sayılmalı, yoksa bütün imalata götürü olarak katılmalı mıdır? Kural olarak şöyle denebilir: Özel bir iş ivedi olduğu için olağan çalışma saatleri dışında da çalışmayı gerektiriyorsa, bu durumda ek çalışma farklarının da dolaysız işçilik sayılarak doğrudan doğruya o siparişe yüklenmesi gerekir. Muhtemelen maliyetteki bu fark, fiyatı da yükseltecek ve müşteri tarafından karşılanacaktır. Buna karşılık, ek çalışma yapılması adeta normal hale gelmişse, o zaman ek çalışma farkının genel imalat maliyetlerine katılması ve o yoldan bütün imalata  götürü olarak dağıtılması gerekir. Bu sonuncu durumda, işletmede bir kapasite darlığı olduğu, fakat henüz çift vardiya çalışmasına yetecek miktarda iş de olmadığından, her gün birkaç saatlik fazla mesai ile kapasite eksikliğinin giderilmesi yönüne girdiği varsayılabilir.

 

Örnek:

 

X-15 numaralı sipariş üzerinde K işçisi 32 saat çalışmıştır. Bunun 10 saati ek çalışmadır. Normal saat ücreti 1.000.000 TL, ek çalışma zammı ise %50’ dir. Sipariş özel ve ivedi varsayıldığında günlük defter kaydı şu biçimi alır.

 

         X-15 Nolu sipariş hesabı                                    37.000.000                             (22x1.000.000 + 10x1.500.000)

                            İşçilik maliyetleri hesabı                           37.000.000

 

         Ek çalışmanın olağan sayıldığı durumda, Kaydın şöyle olması gerekir.

 

         X-15 Nolu sipariş hesabı                                    32.000.000

                   (32x1.000.00)     

         Genel imalat maliyetleri                                       5.000.000

                   (10x500.000)                         

                            İşçilik maliyetleri hesabı                           37.000.000

 

 

b)     Tatil ücretleri

 

Yıllık ücretli izinlerin ve ücretli genel tatillerin yıl içinde düzensiz bir dağılış gösterdiği bilinir. Ücretli izinler genellikle yaz aylarına toplandığından, o aylardaki genel imalat maliyetleri de çok yükselebilir. Bu nedenle bir karşılık Hesabı kullanarak, bu maliyetlerin aylara eşit bir biçimde dağıtılması gerekir.

 

Örnek:

 

Yıllık izin ve tatil ücretlerinin 3.600.000 TL olarak tahmin edildiğini varsayalım. Haziran sonuna kadar izin ücreti olarak hiçbir ödeme yapılmadığı, buna karşın temmuzda fiilen 1.400.000 TL izin ücreti ödendiği durumda, Ocak ve temmuz aylarına ait günlük defter kayıtları kısaca şu biçimi alır;

 

1)     Ocak ayındaki kayıt

 

Her ay yapılması gereken kayıt şudur:

         Genel imalat maliyetleri hesabı                300.000

                   (3.600.000/12)

                            izin ücretleri karşılık hesabı                     300.000

2)     Temmuz ayındaki kayıt

 

Her ay yapılması gereken kayıt:

         Genel imalat maliyetleri hesabı                300.000     

                   İzin ücretleri karşılık hesabı                     300.000

Fiili ödeme yapıldığı zaman gerekli kayıt:

 

İzin ücretleri karşılık hesabı                               1.400.000

         Kasa hesabı                                                        1.400.000

 

Yıl sonuna kadar fiilen ödenen izin ücretleri 3.820.000 TL olduğunda, yıl içinde genel imalat maliyetleri hesabıyla imalata yüklenen 3.600.000 lirayı aşan 220.000 lira da maliyetlere yansıtılabilir.

 

         Genel imalat maliyetleri hesabı                          220.000     

                   İzin Ücretleri karşılık hesabı                               220.000

 

         Durumu karşılık hesabından da izleyebiliriz:

İzin Ücretleri karşılık hesabı

 

Kasa                            1.400.000

                                            .

                                            .

300.000                          G.İ.M

      .

300.000

Kasa                            3.820.000

3.600.000                        G.İ.M

220.000                           G.İ.M

3.820.000

3.820.000

 

 

c)     Yıllık ikramiyeler

 

İşçilere yıl içinde ödenecek ikramiye, toplu prim ve kar paylarının kesin tutarları ancak yıl sonunda belli olacağından, bunların yıl içinde maliyetlere yüklenmesinde de yukarıdakine benzer bir yol izlenir. Yapılacak şey bunların yıllık tutarlarını tahmin edip, her ay bu tutarın 1/12 sini karşılık hesabı kullanarak genel imalat maliyetlerine yazmaktır.

 

 

 

Örnek:

         1987 yılında ödenecek ikramiye ve primler toplamının 9.000.000 TL olacağı beklensin ve fiili ödeme 8.800.000 TL olsun.

 

1)     Her ay yapılacak kayıt:

 

Genel imalat maliyetleri hesabı                          750.000

         İşçi ikramiyeleri karşılık hesabı                          750.000     

 

2)     İkramiye fiilen ödenince yapılacak kayıt:

 

İşçi ikramiyeleri karşılık hesabı                          8.800.000

         Kasa hesabı                                                        8.800.000

 

Yıl içerisinde maliyetlere yüklenen 9.000.000 TL ile fiilen yapılan ödemeler tutarı olan 8.800.000 TL arasındaki farkı oluşturan 200.000 TL yıl sonunda genel imalat maliyetleri hesabına aktarılarak karşılık hesabı kapatılır. Yevmiye maddesi şöyle olur.

 

İşçi ikramiyeleri karşılık hesabı                                   200.000

                   Genel imalat maliyetleri hesabı                                   200.000

 

Karşılık hesabı şu şeklini alır:

İşçi ikramiyeleri karşılık hesabı

 

 

750. 000                   G.İ.M

 

 

Kasa                     8.800.000

G.İ.M                       200.000    

 

9.000.000                    G.İ.M

                                    9000.000

       9.000.000

 

 

 

 

d)     Kıdem tazminatı

 

Ülkemizde işçilik maliyetleri ile ilgili diğer bir sorun ad kıdem tazminatıdır. Kıdem tazminatı iş hukukumuza 1936 yılında, 3008 sayılı iş kanunu ile girmiştir. Zaman içinde çeşitli değişikliklere uğrayan kıdem tazminatı ile ilgili hükümlerde ilk büyük değişiklik 4.7.1975 tarihinde 1927 sayılı yasa ile, sonraki önemli değişiklik de 23.10.1980 tarihinde 2320 sayılı yasa ile yapılmıştır. İş Kanunu’ nun 14. maddesinde düzenlenmiş olan kıdem tazminatı daha sonra da bazı değişikliklere uğramıştır.

 

İş akdinin, İş Kanunu’ nun14. maddesindeki durumlara uygun olarak feshedilmesi veya sona ermesi durumunda, her tam yılı için işverence işçiye, 30 günlük ücreti tutarınca kıdem tazminatı ödenir. 30 günlük süre hizmet akitleri veya toplu sözleşmelerle işçi lehine değiştirilebilir; fakat kıdem tazminatının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu’ na tabi en yüksek dereceli devlet memuruna Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.

 

Kanun, kıdem tazminatı sorumluluğunun işverence sigorta ettirilmesini yasaklamakla beraber, işverenin sorumluluğu altında sadece yaşlılık, emeklilik, malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak üzere, yeni bir kanunla fon kurulacağı hükmünü getirmiştir. Ancak böyle bir fon henüz kurulmuş değildir.

 

Kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü işverenlerde bulunduğu sürece, bir işgörenin işletme için iki tür maliyetinden söz edilebilir: Birincisi, kendisine çalıştığı sürece ödenen ücretler; ikincisi, işten ayrıldığı zaman topluca ödenen kıdem tazminatı. Yukarıdaki bölümlerde işgücü maliyetinden söz edilirken, bunlardan sadece birincisi üzerinde durulmuştur. İkinci maliyet türü olan kıdem tazminatının maliyetlere nasıl yükleneceği tartışma konusudur. Sorunun önemi basit bir örnekle açıklanabilir: Bir işyerinde 25 yıl çalışmış olan bir işçinin son 30 güne ait brüt ücreti, tüm yan ödemelerle birlikte, 8.500.000 TL’ dir. Bu işçi, işveren tarafından işten çıkarıldığında veya emekli olduğunda, kendisine ödenecek kıdem tazminatı tutarı (25x8.500.000=) 212.500.000 TL olacaktır. Bu tutarın ödeme yapıldığı yıl gider kaydedip vergi matrahından da düşüleceği kuşkusuzdur.

 

Temel sorun, ödenen bu kıdem tazminatının mamul maliyetlerine nasıl yansıtılacağıdır. Ödenen tazminatın tümünü o yılın maliyetlerine yüklemek maliyetleme ilkeleriyle bağdaşmaz. Tazminat birden bire ortaya çıkan arızi bir maliyet türü olmayıp, işgörenlerin çalışma sürelerince oluşan yasal bir hakları ve alacaklarıdır. Bu nedenle, zaman içinde oluşan bu alacak için muhasebe kurallarına uygun yıllık karşılıklar ayırmak ve kıdem tazminatını bu yolla maliyetlere yansıtmak gerekir.

 

Böylece, işgücü maliyetleri daha gerçekçi bir biçimde hesaplanmış olacağı gibi, işletmeler de bu tazminatı karşılayabilecek fonları sağlamak olanağı bulabilirler. Burada söz konusu olan karşılıkların tutarlarının hesaplandırılmasında, kuşkusuz, aktuarya hesaplarının kullanılması gerekir. Bu karşılıkların vergi matrahında düşülmesi kuramsal olarak savunulabilirse de, bu tür bir uygulama ancak vergi kanununda gerekli değişikler yapıldıktan sonra yaygın bir biçimde gerçekleştirilebilir. Kanunda öngörülen fon kurulduğu taktirde, İşletmelerce fona ödenecek primlerin maliyetlere yansıtılması mümkün olacaktır.

 

 

 
  bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol